KÜÇÜK ŞEYLER
Merhabalar efendim. Bugün küçük şeylerden bahsedeceğim biraz. Önemsiz görünen, ama bir gönle dokunabilmiş satır arası şeyler. Bir gülümseme mesela, karşıdan karşıya geçerken yol verme, onu düşündüğünü belli eden ufak bir hediye vermek dostuna... Bunlar hayatımızda çok büyük devrimler yapmadığını düşündüğümüz, basit, sıradan şeyler. Öyle değil mi? Mutlu olmak için çok büyük mucizeler bekliyoruz, hayatımızın her saniyesi zaten büyük bir mucize değilmişçesine. Evet, her bir saniyemiz diyorum. Şuan bu satırları yazabilmem, ciğerim doluncaya kadar havayı çekebilmem içime, düşünebilmem, hissetmem, şükretmem...
Hani bir veliye demişler ya, bize bir keramet göster diye. O da kalkmış yürümüş, "İşte," demiş, "İşte keramet!" Yani yaptığımızı zannettiğimiz hiçbir şeyi biz yapmıyoruz demek. Fiilimizin mâliki değiliz demek. İkram edilmiş yani elimizde ne varsa. Hayatının mahiyetini bilene her an, her fiil kerametmiş çünkü. Nerden geldik buraya sahi? Ha evet, küçük şeyler. Küçük gibi görünen büyük şeyler yani. Bir gönle girmek de bu kadar basit işte. O küçük gördüğümüz bir hareket, gönül kilidini açacak bir anahtar oluveriyor. O da bizden değil ama, zira hangi sözün hangi gönlü açacağı nasıl bilinsin ki?..
Demek ki bizim elimizde niyet var. Güzel izler bırakmaya niyet, bu fani dünyadan giderken en azından bir kalpte güzel hatırlanmaya niyet. Bizi hangi amelin kurtaracağını kim bilir?..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder