9 Eylül 2017 Cumartesi
İnsan durup durup kendini sorgulamıyorsa şu hayatta, kim olduğunun var mıdır bir önemi? Düşünmeyene, insan denir mi sahi? Eğer insanlık makamına çıkmak istiyorsak, düşünmeliyiz. Önce sükunet bulmalı koşuşturmalardan, alışverişlerden, yemek, giyinmek, rahat etmek derdinden. Önce bir dur, dur ki içindeki o cılız sesi işitebilesin. O vicdan kantarı yok mu, öyle bir sessiz çığlıktır ki o, tüm cihan sallanır onun sesinden. Halbuki senden başka duyan da yoktur.. Ama bilesin, ye'se düşmek için yaratılmamıştır o ses, hala Rabbine iltica edebilecek vaktin var olduğunu ihtar eder sana usul usul. Onu dinlemeli. Eğer vahye kulaklarını kapayacak kadar cahilsen, ya da dünya hevesatının oyuncağı olacak kadar gafilsen, son çağrıdır sana o ses. Son uyarı, son kurtuluş kapısı.. Onda nokta-i istinad ve nokta-i istimdad olan iki nokta vardır ki, Rabbine visal yoludur o noktaların varış yeri. Onu dinle, kulak ver. Yoksa o vicdan, daim azab çekecek..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
BEN HANGİ MADENİM? Merhabalar, gününüz aydın olsun. Bugün sizlerle yeni öğrendiğim iki hadisi paylaşacağım. " İnsanlar madenler gibidi...

-
Selamun Aleyküm. Tevafuk sonucu varlığını bile unuttuğum blogumu yakın bir zamanda hatırladım, yeniden gün yüzüne çıkarıyorum, onu da, de...
-
Enfüse, derununa dönebilmek... Nazarlar afaka dağılınca boğulurmuş kalb. Dar dairede vazifesini ifa edenlere zindanlar medrese olurmuş.....
-
KİMLİĞİM NE? Nasıl yaşıyoruz? Kim olarak yaşıyoruz biz? Kimliğimiz ne? Neden inançlarımızla uyuşmuyor yaşadıklarımız? Ne zamandan beri dünya...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder