10 Ağustos 2017 Perşembe

Büyük Düşman

   Es-selamu aleyküm.

   Ahir zamanın ahirine süratle koştuğumuz günlerdeyiz. Her asırda ümmetin istiaze edip korktuğu fitnelerin tam ortasındayız. Gaflet tabakası sarmış dört bir yanımızı. Nefis denen o adüvv-ü ekber, hırsla bizi dünyaya tutkun etme peşinde. İçimizde bazen başa çıkamadığımız, bazense kolkola dolaştığımız o nefs.. Ah o nefs.. Rabbimin binler hikmetlere binaen yarattığı, baş düşmanım, adüvv-ü ekberim nefs..

   Peki nedir nefs? Ruh mudur? Yoksa ben midir? Yoksa başka bir latife midir? 

   Nefs, Allah'ın bizde binler hikmetlere binaen yarattığı, daim heva ve heveslerin peşinde koşan, lakin terbiye edilebilen bir latifedir. Öncelikle bu zamanda nefsini terbiye edebilen yok denecek kadar azdır. Zira peygamber-i zişan Hz. Yusuf (as) bile nefsinin her türlü kötülüğü emrettiğini söylediği, yüce kitapta buyurulur. 

   Peki bizi bunca kötülüğe sürükleyen nefs, neden yaratılmıştır?

   Ebu Cehil gibi kömür ruhlular, Ebu Bekr-i'sıddık gibi elmas ruhlulardan ayrılsın diye. Eğer nefs olmasa, bütün insanların makamı bir olurdu, bir mücadele hali olmayacağı için makamları melekler gibi bir olurdu, ne artma, ne eksilme. Ki bu sadece bir hikmetidir nefsin. Diğerlerini var sen düşün! İşte insanın önünde böylesine geniş bir yol var. Ala-yı illiyyin mi, esfel-i safilin mi? Hangisini istersen seç!

   Rabbim bizleri, bir ömür boyu arslanlar gibi nefisleriyle çarpışıp da, muvaffak olanlardan eylesin..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

BEN HANGİ MADENİM? Merhabalar, gününüz aydın olsun. Bugün sizlerle yeni öğrendiğim iki hadisi paylaşacağım. " İnsanlar madenler gibidi...